3 Ocak 2021 Pazar

ben bu hafta ne yaptım vol.4

28.12.2020 pazartesi: sonunda iki haftadır planladığımız gün geldi, doğum günü sürprizi günü. rus salatası ve dereotlu poğaça yaptım. hediyeyi arkadaşının evine sakladım. yaptığım kartpostallar için çerçeve baktık birlikte, üsküdar'daki bütün camileri gezdik (çoğunu). fethi paşa korusuna gidip odun ve çam ağacı dalları topladık, birlikte ağaç yaptık. eve gittik, sürprizlendi. sarroş olduk, uyuduk.

29.12.2020 salı: kaffaltı ettik, biraz eşya taşıdık, kahve içtik, birlikte yürüdük, eve döndüm. dönerken kötü bir haber aldım.

30.12.2020 çarşamba: klasik bir mesai günü. anma töreni.

31.12.2020 perşembe: klasik bir mesai günü. çıkışta minik bir çam aldım kendime. ve kırmızı kokulu mumlar ve şarap.

01.01.2021 cuma: egzersiz, duolingo, yatış.

02.01.2021 cumartesi: egzersiz, duolingo, okuma, dizi.

03.01.2021 pazar: egzersiz, duolingo, okuma, blog.

ben bu hafta ne yaptım vol.3

21.12.2020 pazartesi: sevgiliyle geçen pamuk bir gün.

22.12.2020 salı: klasik bir mesai günü, okuma yapmak için mesaiye kalınan.. çıkışta avm'ye uğranılan.

23.12.2020 çarşamba: klasik bir mesai günü.. birbirini kovalayan iki kumru görüp aradı beni, bizim gibiler dedi. akşam fakülte toplantısı vardı, toplantıları sevmiyorum, bence verimsiz. minik bi' kıskançlık ve güven tartışması, tatlıya bağlandı neyse ki.

24.12.2020 perşembe: anneme çiçek aldım, bir yandan sevgilim beyin doğum gününü organize edip hediyesini yapıyorum, kutuyu aldım bugün. karsu-vuslat.

25.12.2020 cuma: sevgiliyle geçen pamuk bir gün. annem bana yılbaşı hediyeleri almış.

26.12.2020 cumartesi: suluboyayla kartpostal yaptım.

27.12.2020 pazar: kartpostalları bitirdim.

20 Aralık 2020 Pazar

ben bu hafta ne yaptım vol.3

14.12.2020 pazartesi: sıradan bir mesai günü. sevgilim beyin doğum günü yaklaşıyor onu organize ettim, hediye belirledim. her şey hazır.

15.12.2020 salı: sıradan bir mesai günü. kargoyu veremedim, çok üşüdüm. 11.22.63 diye bir diziyi bitirdim, 8.5/10.

16.12.2020 çarşamba: rezalet bir sabah, yanlış sınıfa yanlış sınav yaptım, neyse ki süre içinde düzelttim. kargoyu verdim. kuaföre gittim. yarınki buluşmamız iptal oldu, danışmanıyla buluşacakmış. teze baktım biraz. 

17.12.2020 perşembe: egzersiz yaptım. kartpostal çizip boyadım.

18.12.2020 cuma: sevgilim beyle geçen harika bi' gündü, çok özlemişim.. bir arkadaşımıza çizdiğim kartpostalı hediye ettim. yasağın bitmesine 10 dakika kala evime döndüm. ev konusunu düşünüyorum ne yapmalıyım diye, bakalım.

19.12.2020 cumartesi: ev bakıyorum. öğlene kadar uyudum. 

20.12.2020 pazar: teze baktım. egzersiz yaptım. karadeniz müzikleri dinledim. sıkıldım. yarını bekliyorum.

13 Aralık 2020 Pazar

ben bu hafta ne yaptım vol.2

7.12.2020 pazartesi: başvuru belgelerini kargoladım. bir mülakatın yarısını deşifre ettim.

8.12.2020: kadıköy'e gittim. kartpostal defteri ve suluboya aldım. sevgilim beyin yanına gittim, sevdik sevildik. gece monopoly oynadık ilk batan ben oldum, batarken sevdiceğimin batmasına da sebep oldum. biraz sarhoş oldum. çok güzel uyuduk, uyurken üstümü örttü, beni sardı hep. 

9.12.2020: mide bulantısıyla uyandım, çok açtım sabah. bi' duş alıp uyukladım. kahvaltı hazır olunca kalktım, sarmaşık ektik veeve'yle. yumi'ye gittik sonra kahvelendik filan.. herkes kaldı ve kal dedi. kimi sevdiceğiyle kimi arkadaşıylayken ben kalamadım. kalamam hiç. hep giden olurum o güzel şenlik yerlerinden. ama bu değişecek, kendime sözdür bu. dönüş yolunda birlikte yürüdük. onunla yürüdüğüm yollar asırlarca uzasın istiyorum.

10.12.2020: ikinci ayımızmış, kutlu olsun. klasik bir mesai günü. teze dair yapmam gereken hiçbir şeyi yapmıyorum. ev bakıyorum kiralık ve satılık evler, birsürü güzel sığınabilen, özgür olunabilen evler. yaşanabilen evler. boğulunmayan evler. maaş yatmadı, ikidir bir gün aksıyor. "geldin" şarkısı. duvarındaki palyaço resmini kaldırmış, buna çok sevindim.

11.12.2020: klasik bir mesai günü, teze dair yapmam gereken hiçbir şeyi yapmıyorum. yılbaşı piyango bileti aldım, çıkmayacak biliyorum ama bi' umut işte. ev mağazası gezdim, hayalimde ev diziyorum sürekli. kendime ait bir yaşam alanı kurmam lazım ve bu yapmam gereken her şeyden daha acil. ama galiba bu iş mayıs'a kalacak.

12.12.2020: egzersize başladım, baya zorlu. dans ediyorum falanlı. gözetmenlik programı açıklandı tüm hafta doluyum, bir öğrenci karıştırıp benden ders notu istemiş, komikti. resim çizmeyi deniyorum, çok az oluyo ama başaracağım. 

13.12.2020: egzersiz yaptım. fırında tavuk patates, domatesli makarna ve tiramisu yaptım. tiramisunun bir gün dinlenmesi gerek. bu hafta yapmam gereken yüzlerce şeyden yaptığım iki şey: yarım mülakat deşifresi ve bu kaydı almak, harika gerçekten. 11.22.63 diye bi' dizi izliyorum, sardı.

dinlemek için: https://open.spotify.com/episode/2mJaAvVjk4Wzg7lir3dAqM?si=W4e3cRKpQNOnvDjyYn5oww

haftaya görüşmek üzere.

-tuğçe, ğ ile.

6 Aralık 2020 Pazar

ben bu hafta ne yaptım vol.1

selam, naps.

yeni bir seri oluşturuyorum, "ben bu hafta ne yaptım" serisi. bir nevi ölümsüzlük çabası. hepimizin amacı bu değil mi, iz bırakmak bir yerlerde, birilerinde, bir anda. işte ben de tam olarak bu kaygıyla olmasa da içimde bir yerlerde kesinlikle tam olarak bu kaygıdan mütevellit yazmaya başlıyorum.

içinde bulunduğum son 8 buçuk-9 aylık süreç herkesi olduğu kadar beni de sağlam ırgaladı. hayattaki amaçlarıma ilişkin motivasyonumu kaybetmeye çok yaklaştım diyebilirim. bu sebeple haftalarımı kayıt altına almanın bir çare olabileceğini düşünmeye başladım. eğer her pazar bu bilgisayarın başına oturup yaptıklarımı yazıya dökersem kendimle de yüzleşmiş olurum ve işte eksiklerimi fazlalarımı görüp gayrete gelirim belki filan.. umarım bu hemen sönen bir heves olmaz ve motivasyonumu geri kazanmamda etkili olur.

gelelim geçtiğimiz haftaya..bakalım neler olmuş:

30.11.2020 pazartesi: tam anlamıyla sevgilinin koynunda geçen hayattan çalınmış bir aşk icra etme günüsü. birileri görüntülü aramayla 3. yıllarını kutlarken biz de 50. günümüzü koyniş koyniş geçirdik, bi' arkadaşımız aşkımızı bastı ama olsun (hahaha). bana küpe ve kolye almış bir taşı sevdiğimi söyledim diye, düşüncelere bak, iyi ki de var biri. akşamleyin blush içtik. çok aşığım be blog, anlarsın beni az çok. 

01.12.2020 salı: klasik bir mesai günü. ales iptal oldu. cuma günü iü'ye gitmeye karar verdim, o da gelecekmiş benim birtanem. yemek yapmaya başladım ufaktan, börek yaptım bugün. aşk üzerine diye bir kitap okuyorum.

02.12.2020 çarşamba: klasik bir mesai günü. aşk üzerine'ye devam ediyorum. regl. akşam adobe connect eğitimi veriyorum. babamın ateşi çıktı, teste gitti.

03.12.2020 perşembe: klasik bir mesai günü DEĞİL. iki kara kediyle kahvaltı ettim. aylardır beklenen sözleşmeler geldi. babam ve teyzemin testleri negatif çıktı. iki haftadır derslerini verdiğim hoca taburcu oldu. haftada iki gün işe gidilmesi kararı alındı. bölüm başkanı bize yemek ısmarladı. adobe connect eğitimi devam etti ama kimse gelmeyince iptal ettik. cookie'sini beğendi birinin, kıskandım. 

04.12.2020 cuma: bugün iü'ye gideceğiz. revani yaptım, ilkini yaktım, davul fırının azizliği. ikincisi güzel oldu. peşi sıra karşılıksız aşık olarak baktığım üniversite koridorunda el ele yürüdük. hava çok güzeldi. süleymaniye'nin bahçesinde yanımdaydı, akşam güneşi yüzüne vuruyordu ve gözleri balımsıyordu. balımsamak, öyle gerçekten. eminönü'ye yürüdük, loto almadık, en az herkes kadar güvenmiyoruz sanırım, zenginlik umudumuzu bile aldılar, ne kötü. her yer kapalı, ito'nun önünde ayakta dürüm yedik ve kahve içtik. coffeetopia'nın kahvesi güzelmiş sahiden.. gül ve papatya kolay çiçeklermiş, o öyle dedi; bu fikrine katılmıyorum.

05.12.2020 cumartesi: tel şehriye çorbası yaptım. bir ana tencere yemeği ve pirinç pilavı da yapabilirsem bu yemek bahsini komple çözmüş sayacağım kendimi, zira çorba da çok güzel oldu haaa-ha. babamla atıştık, klasik.. sebep de deprem olursa istanbul'un mahvolacağını söylemem, yalan değil ama bazı kötü gerçekler duyulmak istenmiyor sanırım. aileyle aralıksız geçirilen süre maksimum 24 saat olmalı, ötesi zulme giriyor. 9 kere leyla'yı izledim, 5/10, müzikler güzeldi, tiyatro sahnesinde izlesem daha çok zevk alırdım muhtemelen ama film sarmadı. yarım kalan aşklar'ın ilk bölümünü izledim, fena görünmüyor, belki devam ederim. 

06.12.2020 pazar: bugün de annemle atıştım. canım geç uyanmak istedi, ama ben kalkmadan kahvaltı yapmalarını değil. şımarık olmam konumuz değil, 24 saatin yeterli olduğunu söylemiştim. neyse ki karantina bugün bitiyor. yarın kargoya gideceğim.

haftaya görüşürüz, muç.

-tuğçe (yumuşak g ile).


dinlemek için: https://open.spotify.com/episode/0BSh3jJ9EBxidI0KVm3vRP?si=F2bcnEbyTKuT0MDH3V-7YA

26 Temmuz 2019 Cuma

aşk: hayaller vs. gerçekler

Kafamızda kurduğumuza mı karşılaştığımıza mı âşık oluruz? Âşık olacak olduğumuz ideal tip ilişki yaşadığımız kişide mi saklıdır yoksa karşılaştığımızı tasarladığımıza yontmaya mı çalışırız?

-Her Filmi-

Her filmi malumunuz baş roldeki adamın bir yapay zekâya âşık olmasını konu alır. Adamın hali hazırda bir ilişkisi yoktur bir gün telefonuna Siri gibi bir yapay zekâ programı kurar ve yapay zekâ öylesine gelişmiştir ki adamın zevklerini hayatını takip eden programlayan yapay zekâ bir süre sonra onunla sanal bir cinsellik geliştirebilecek boyutlara varır. Adam bu programa âşık olur program tamamen adamın ondan beklentilerine göre tasarlanmış onun isteklerine göre sunulmuş bir nesnedir. Bedeni ruhu kalbi olmayan bu yapay zekâya adamın âşık olmasının en temel sebebi âşık olmak için idealize ettiği karakteri programın ona verebiliyor olmasıdır. Bunun yanı sıra gelen günümüz toplumunun daha fazla bireysellik daha fazla özgürlük ve maliyet hesabı yapıldığında kârlı olunanın seçildiği tüketim zihniyeti yönünü de barındırır. 

-Sevmek Zamanı Filmi-

Sevmek zamanı filminde baş roldeki adam bir kadının fotoğrafına âşık olur günler boyu o fotoğrafı izler onunla dertleşir. Fotoğraftaki kadının gerçeğiyle karşılaştığı noktada "Sen resmin değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil, resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün düşüncelerimi yıkarsın" "Hayır, hayır istemiyorum seni. Benim dünyama girmeye kalkma. Sonra merhametsizce yıkarsın onu. Resmin benim kendimden bir parça. Bırak ben onu seveyim. Sen sevmek isteme beni. Senin ellerini tutmak istemiyorum. Sonra çekersin o ellerini benden. Ben resmine aşığım, ölünceye kadar da onu seveceğim" cümleleri filmi özetler niteliktedir.

Bir kafamızda tasarladığımız ideal aşk tipi vardır, bu bir surettir; bir de aslı vardır. Suretle kurduğumuz ilişki kendi dünyamıza dair kendimizden parçalar, hayaller, istekler, beklentiler barındıran bunları karşılayan ideal bir tipken suretin aslı karşılaşmayı ve karşıdakinin dünyasını da gerektirir. Kafamızda kurmuş olduğumuz o ideal tipe/surete aşk duymak kolayken başka bir dünyayı kendi dünyamızın içine alıp onunla kurduğumuz kesişim kümesinde aşk yaşamak zor olandır. Karşılaştığımız dünya belirsizlikler barındırır, merak gerektirir, çözmemiz gereken soruları getirir, çaba ister. Oysa kendi dünyamız kendi içimizde halledebileceğimiz belirlilikler barındıran daha berrak bir dünyadır.

Kolaya kaçmadığımız, karşılaşmadan doğan dünyayı hayatımıza katabildiğimiz aşkla kalabilmek dileğiyle... 


10 Temmuz 2019 Çarşamba

sevda mı sevgi mi adını sen koy

"Sevgi neydi sevgi emekti" Asya böyle diyordu ağlamaklı gözlerle İlyas'a bakarken. Peki, sevgi emek miydi sahiden? Sevgi neleri barındırıyordu? Beraberinde neleri getirip neleri götürüyordu?

Sevda Sevgi Ayrımı

Sevda kelimesi köken olarak Arapçadan gelmekle birlikte "kara safra, melankoli, eski tıbba göre insanı oluşturan dört maddeden biri" anlamlarını taşıyor. Aynı zamanda Arapça esvet "kara, siyah" sözcüğünün feminine halidir.

Sevgi kelimesi ise "insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu" anlamına geliyor.

Selvi Boylum Al Yazmalım

Filmde Asya İlyas'la kaçar ve evlenir. Evlendikten sonra şiddete maruz kalır bu onu İlyas'tan koparmaya yetmese de akabinde gelen ihanet İlyas'ı terk etmesine neden olur. Terk ederken karşılaştığı Cemşit onu bebeğiyle birlikte evine alır ve Asya'dan herhangi maddi bir karşılık beklemez. Sonrasında İlyas'la yeniden yollarının kesişmesiyle Asya zorlanarak da olsa Cemşit'i seçer. Kalbinin hala İlyas'ta olduğunu görürüz.

Peki, bu ne?

Eğer Asya'yla İlyas arasındaki hisse bir isim atfetmek gerekiyorsa bu "sevda"dır. Sevda melankoliyi siyahlığı karanlığı bir arada barındırır. Sevda biraz da mazoşistliktir. İlyas Asya ile iletişim kuramamanın acısını çekerken Asya ise ihanete uğramanın acısı içindeydi birbirlerini doyuramazlardı, mutlu olamazlardı ama vazgeçilmezdi çünkü sevdaydı bu, karaydı.

Asya'nın Cemşit'i seçişindeki his ise "sevgi"dir. Sevgi insanı bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygudur. Sevgi ilgi duymaya yöneltir çünkü bir güdüleyici vardır, Asya-Cemşit ilişkisinde bu güdüleyici Cemşit'in emeği ve fedakarlığıdır, buradan doğan vefa ise hali hazırda sevgide bağlılık anlamını taşır.

Sevgi emektir, sevda karadır. İnsan sevdiğine borç yüküyle de mülk gibi de yaklaşmamalı.

Uçlarda olmadan, örselemeden, örselenmeden sevebilmek dileğiyle!

1 Temmuz 2019 Pazartesi

mülkiyet ilişkileri ve aşk

Birine duyduğumuz aşk bizi onu sahiplenmeye iter mi, sahiplik aitlik nedir, sınırları nelerdir? Sahiplik, aitlik, özgürlük bireysellik aşkın neresindedir?

"Aşkın başlangıcı hayranlıktır.
Sonrası ümit...
Sonra şüphe doğar.
Aşık hayranlıktan usanır.
Sahip olmak ister, emin olmak ister.
İlgisizlik görür, soğuklukla karşılaşır." diyor Cemil Meriç. Sahip olmak bir eminliği beraberinde getirdiği gibi aşktaki bunca netlik kişide sadece bir eminlik yarattığıyla mı kalır yoksa zaten artık arzuladığı o şeye sahip olduğu için onu hayranlıktan uzaklaştırıp yeni arayışlara mı iter? Belki de o emin olmayıştır aşığı orada tutup hayranlığı sürdürmeye, o gizemi aramaya iten. Arzulananın orada olduğunu ve ona sahip olabileceğimizi bilmek büyünün kaybolmasına yol açabilir. İnsan bencil bir varlık olduğundan günün sonunda düşüneceği yine kendisidir, sahip olma isteği de bencillikten doğar ama getirdiği sonuç ait olanın arzulanan şey olmasına zeval getirir.

Prof.Dr.Cengiz Çakmak "Sevgi de dostluk da tahakkümü kaldırmaz. Her tahakküm sonunda isyana yol açar. Sevgi malik olmak ve hükmetmek değil tam aksine bir mülksüzlük ve hükümsüzlüktür." der. Sevgi belki sevilenin her anının bilgisine hakim olmak istemektir, meraktır ama bunun tam anlamıyla gerçekleşemeyeceği de bir gerçektir. Birine sahip olduğumuzu düşündüğümüzde yanılırız. Bunu bencil bir şekilde isteriz ama bu tam anlamıyla gerçekleşemeyecek bir istektir. Birine sahip ya da ait olmayı dayatmadığın halde karşılaştığın sevgi gerçek sevgidir. Her şeyi yapabilir bireysel özgürlük alanı var ama ona rağmen seni seçiyor ve seviyorsa işte odur sevgi, diğeri olsa olsa köleliktir.

"Sevmek dokunmaktır." Erich Fromm demiş. Sevgiyi oluşturan yegane unsur dokunmak olamaz. Yalnızca dokunmadan türeyen duygu arzulamaktır, sevgi değildir. Sevgi içerisinde arzuyu da barındırır ama bundan ibaret değildir. Dokunma karşındakinin sınırlarına girmek ona dahil olmaktır, onla karışmaktır. Tek taraflı bir şey değildir bir insana dokunduğunuzda o da size değer. Tıpkı sadece denize girmediğimiz ve o esnada denizin de bizi içine aldığı gibi. Yani dokunurken aynı anda hem sahip hem ait oluruz.

Sonuç olarak aşk arzulanan şeye bencil bir biçimde sahip olma isteğini beraberinde getirse de sahip olmaya en yakın olduğumuz dokunmakta dahi ancak hem sahip hem ait olabiliriz. Gerçek aşka ulaşacağımız tek yolsa tüm özgürlüğü ve bireysel alanı içinde insanın sevebiliyor olmasıdır.

7 Haziran 2019 Cuma

rastlaşıyoruz o halde varız!

bir kitaba, bir filme, bir şarkıya bir insana rast gelmek, karşılaşmak...
karşılaşmalar bütünü değil midir hayat? buradasın bunu okuyorsun, bak karşılaştık. varız buradayız ve seni selamlıyoruz, hoş geldin dünyalı! en az senin kadar belirsizlik içinde en az senin kadar sana dairiz. bizi okumaya devam et çünkü burası yakında şenlenecek.

işte senin için bir şarkı:

işte senin için bir şiir:

baharın ilk sabahları

tüyden hafif olurum böyle sabahlar
karşı damda bir güneş parçası
içimde kuş cıvıltıları, şarkılar
bağıra çağıra düşerim yollara 
döner dururum başım havalarda

sanırım ki günler hep güzel gidecek
her sabah böyle bahar
ne iş güç gelir aklıma ne yoksulluğum
derim ki "sıkıntılar duradursun!"
şairliğimle yetinir
avunurum

orhan veli

ben bu hafta ne yaptım vol.4

28.12.2020 pazartesi: sonunda iki haftadır planladığımız gün geldi, doğum günü sürprizi günü. rus salatası ve dereotlu poğaça yaptım. hediye...